Genelde haberlerin kendisi için verilmesine alışkın olduğumuz erişim engelleri kararları, son zamanlarda yalan/yanlış haber/iddiaları çürüten doğrulama platformlarının içerikleri için de verilmeye başlandı. Doğrulama platformu yöneticileri, bunun kaygı uyandırıcı olduğunu ve yanlış bilginin önünü açacağını söylüyor.
Doğrulama platformları, günümüzde internet üzerinde yayımlanan iddia ve/veya haberlerin doğruluğunu araştırıp bunu kamuoyuna duyuran önemli kaynaklardan biri konumunda. Bununla birlikte yanlış ve sahte haberlerin yayılmasını önlemek konusunda da önemli bir rolü olan bu platformlar, dezenformasyon içerikli pek çok haber/olayın aydınlatılması noktasında çoğu zaman haber kuruluşlarına da kaynaklık ediyor.Ancak genellikle gazetelerin internet sitelerindeki haberler için çıkartılan erişim engelleri kararları, özellikle son dönemde doğrulama platformları tarafından üretilen analizleri de kapsamaya başladı.Öyle ki tamamen yanlış bir bilgiden yola çıkılarak yapılmış olan onlarca haber hakkında verilmiş erişim engeli kararları kapsamında, o haberin yanlış olduğunu ortaya koyup haberlerde bahsi geçen kişinin haklarının ihlal edilmesinin engellenmesine katkı sunan içerikler dahi engelleniyor.İçerikleri engellenen platformlardan Teyit’in Yazı İşleri Sorumlusu Emre İlkan Saklıca, doğrulama platformlarının analizlerinin engellenmesini kaygı uyandırıcı bulurken, Doğruluğu Ne? platformunun kurucusu Doç. Dr. Selman Selim Akyüz ise bunun, insanların doğru bilgiye ulaşmasını zorlaştıracağını söyledi. Malumatfuruş editörü ise hakimliklerin gelişigüzel karar verdiklerini belirtti.
Erişim engelleri son zamanlarda arttı
İçeriği erişime engellenen doğrulama platformlarından biri Malumatfuruş. 2015’te yayım hayatına başlayan Malumatfuruş’un son olarak 10 Ekim tarihinde yayımlanan "Adana’da İçinde Uyuşturucu Yakalanan Cenaze Aracı İle İlgili İddialar" başlıklı analizi 1 Kasım’da, “Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun kızına ait sanılan görüntü” başlıklı analizi de 16 Kasım’da erişime engellendi. Platformun editörü, erişim engeli kararlarının son aylarda önemli ölçüde artığını söyleyerek “Öyle ki geçtiğimiz günlerde, basına ve sosyal medyaya yansıyan bir haber/iddianın gerçek dışı olduğunu aktardığımız yazıların son dönemde sıklıkla içerik kaldırma kararlarıyla karşılaştığından dem vurduğumuz bir paylaşımda bulunmuştuk” dedi.16 Kasım’da Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yeğeninin düğünüyle ilgili 35 haber, “yalan” oldukları gerekçesiyle Kocaeli 3. Sulh Ceza Hakimliği kararıyla erişime engellendi. Zira kaldırılması isteğiyle dilekçede sunulan haberlerin birçoğunda düğünün; Çavuşoğlu’nun yeğeninin değil, kızının olduğu iddia ediliyordu ve pek çok haber sitesi de “Çavuşoğlu’nun kızının düğünü” olarak duyurmuştu.
“Yargının, doğrulama platformlarının ne yaptığını anlaması gerekiyor”
Ancak Malumatfuruş’ta yer alan analizde düğünün Çavuşoğlu'nun kızına değil, yeğenine ait olduğu belirtiliyor, haberin doğrusu paylaşılıyordu.İlgili kararda, “haber içerikleri gerçeği yansıtmamakta olup ‘yalan haber’ niteliğindedir” ifadelerinin yer aldığını ve asıl bunun gerçeği yansıtmadığını kaydeden Malumatfuruş editörü, “Bu evlilik hakkında paylaşılan yanlış iddianın doğrusunun aktarıldığı bir inceleme hakkında ‘yalan haber’ vurgusuyla içerik kaldırma kararı verilmesi hakkaniyetli değil. İlgili karardaki diğer linklere baktığımızda, farklı doğrulama girişimlerinin içeriklerinin de engellendiği görülüyor. Bu durum ve diğer içerik kaldırma talepleri de dikkate alındığında, bizde mahkemelere sunulan dilekçelerin ekinde yer alan bağlantı adreslerinin kontrol edilmeden, gelişigüzel karar verildiği hissi uyandırıyor” dedi.Editör, “Yanlış bilgi sorunu ile mücadele eden doğrulama girişimlerinin incelemelerinin, yanlış iddiayı yayan içeriklerle aynı değerlendirmeye tabi tutulması anlamsız. Bir yargı mensubunun, gerçeğe aykırı yayım yapan platformlar ile doğrulama girişimlerinin incelemeleri arasındaki farkın anlamaması, kamu yararı açısından büyük önem arz ediyor” diye konuştu.
Akyüz: ‘İnsanların doğru bilgiye ulaşması daha da zorlaşacak’
İçerikleri erişime engellenen bir diğer doğrulama platformu da Doğruluğu Ne? Yayın hayatına 2019 yılında başlayan Doğruluğu Ne? de Çavuşoğlu’nun yeğeninin düğünü olduğu iddiasıyla paylaşılan yanlış haberlerin doğrusunu ortaya koymuş ve ilgili erişim engeli kararından nasibini almıştı.Platformun kurucusu Doç. Dr. Selman Selim Akyüz de engellemenin gerekçesi olan mahkeme kararında haberlerin yanlışlığına vurgu yapıldığını ve bunun da doğrulama platformlarının içeriklerinin incelenmediği anlamına geldiğini söyledi. Google aramalarıyla şikayetçinin adının geçtiği haberler tespit edilip toptancı bir engelleme kararı alındığını belirten Akyüz, “Bu anlamda yanlış bilgiyle mücadele eden platformların analizleri için özensizce verilen engelleme kararları artarsa insanların doğru bilgiye ulaşması daha da zorlaşacak” dedi.Engelleme kararlarının amacının direkt olarak yanlış bilgiyle mücadele etmek olmadığını; bu kararların, kişilik hakları ihlaliyle ilgili durumlar nedeniyle alındığını kaydeden Akyüz, “Doğrulama girişimlerinin faaliyet alanları ve amaçları, yazılarındaki metodoloji mutlaka mahkemeler tarafından kavranarak, engelleme kararlarında bir ayrıma gidilmesi gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Saklıca: ‘Kaygı uyandırıcı bir durum’
Bir diğer doğrulama platformu Teyit’in Yazı İşleri Sorumlusu Emre İlkan Saklıca da kendilerine iletilen erişim engeli kararlarında son zamanlarda bir artış yaşandığını söyledi.Bu artışın, nitelikli haber merkezleri ve teyitçilik organizasyonlarındaki hakikati ortadan kaldıracağını belirten Saklıca, “Bu, bir Twitter hesabında yanlış bilgi içeren haberin kalmasına neden olabilir ve bu da doğrunun yayılması için büyük bir engel” dedi.İBB için çalışan ve içerisinde uyuşturucu bulunan cenaze aracı, kanal İstanbul’a ABD’li bir fon şirketinin talip olduğu ve pandemiyle ilgili analizlerinin son zamanlarda erişime engellendiğini söyleyen Saklıca, “Bu iddialar gündeme geldiğinde ciddi yanlış bilgi sorunları barındıran bir yapıya sahipti. Yanlış bilgi sadece belirli bir dönemde ortaya çıkan bir olgu değil, aksine dönem dönem tekrar sosyal medyada ve internette yayılabiliyor. Erişim engelleri sebebiyle bu iddialar yeniden gündeme geldiğinde internet kullanıcılarının doğru bilgiye ulaşması güçleşmiş oluyor” dedi.Dezenformasyonla mücadele eden platformların erişime engellenmesini “kaygı uyandırıcı” olarak yorumlayan Saklıca, “Bu, toplumsal hafızayı da zorlayabilecek ve yeri geldiğinde zarar verebilecek bir konu. Erişim engeli zaten başlı başına ifade özgürlüğü ve toplumun haber alma hakkında sayısız tartışmayı gündeme getirirken bir adım ötesinde dezenformasyonla mücadele için de problemler barındırıyor” ifadelerini kullandı.