LGBTİ+ medya savunuculuğu kuruluşu GLAAD, Sosyal Medya Güvenlik Endeksi (SMSI) raporunu yayımladı. Rapora göre sosyal medya devleri, LGBTİ+ kullanıcılarının çevrimiçi nefret söyleminden korunmasını sağlamak konusunda hâlâ çok başarısız. Rapora göre şirketler, bundan bir kâr elde ettikleri için LGBTİ+'ları hedef alan içeriklere göz yumuyor.
ARMAĞAN TEZEL
LGBTİ+ medya savunuculuğu kuruluşu GLAAD, 2023 Sosyal Medya Güvenliği Endeksi ve Platform Puan Kartı (SMSI) raporunun üçüncüsünü yayımladı.
Teknoloji şirketlerini sorumlu tutarak LGBTİ+’lar için güvenli çevrimiçi alanlar sağlamaya çalışan kuruluş, çalışma kapsamında LGBTİ+ kullanıcıların sosyal medyada ne denli güvende olduklarına odaklandı.
Beş büyük sosyal medya platformunun incelendiği araştırmada, sosyal medya şirketlerine göstergeler karşısındaki performanslarına göre bir puan verildi.
Araştırma esnasında kullanıcıları çevrimiçi nefret söyleminden korumak, kullanıcı verilerinin kullanımında şeffaflık ve kullanıcıları korumaya yönelik taahhütleri hayata geçirmek konusundaki uygulamalara dikkat edildi.
Araştırma sonucunda yayımlanan rapora göre Twitter, Facebook, Instagram, YouTube ve TikTok’tan oluşan beş büyük sosyal medya platformu, geçen yıla göre iyileşme sağlasa da LGBTİ+ kullanıcıları çevrimiçi nefret söyleminden korumak konusunda 2023’te de çok başarısız oldu.
Öyle ki Twitter geçen yıla kıyasla 12 puan daha geriledi ve başarı oranını %33’e düşürerek LGBTİ+’ların güvenliği konusunda en kötü karneye sahip platform oldu.
Rapora göre Elon Musk yönetiminde Twitter'ın politikalarında LGBTİ+ güvenliğini daha da tehlikeye atan değişiklikler yaşandı.
Hangi platform kaç puan aldı?
Rapora göre Twitter dışındaki tüm platformlar 2022’ye kıyasla puanlarını artırsa da hiçbir platform LGBTİ+’lar için güvenli bir durumda değil.
'Sosyal medyadaki nefret söylemi günlük hayatta şiddete dönüşüyor'
GLAAD, araştırma sonucunda elde ettiği bulgular ışığında çevrimiçi nefret, taciz ve şiddet ile gerçek dünyadaki zararlar arasında bir bağlantı olduğunu belirtti.
Raporda "Platformlarında LGBTİ+ karşıtı nefrete izin vermek sadece bu nefreti paylaşan yobazlara değil, aynı zamanda şirketlerin kendilerine de fayda sağlıyor." ifadesiyle şirketlerin LGBTİ+ karşıtı nefretten kazanç sağladığın kaydetti. Bu tür içeriklerle özellikle trans karşıtı kampanyalardan elde edilen kârlar arasında bağlantı kuran araştırmalara atıfta bulunuldu.
Rapordan öne çıkan diğer bulgular şöyle:
- Sosyal medyadaki LGBTİ+ karşıtı söylemler, gerçek dünyada çevrimdışı zararlara dönüşüyor.
- LGBTİ+ karşıtı nefret söylemi ve dezenformasyon, endişe verici bir halk sağlığı ve güvenliği sorunu olmaya devam ediyor.
- Platformlar, bu tehlikeli nefreti ve dezenformasyonu hafifletmek konusunda büyük ölçüde başarısız oluyor ve kendi politikalarını uygulamakta yetersiz kalıyor.
- Platformlar; silme, şeytanlaştırma ve gölge ban da dahil olmak üzere LGBTİ+ içeriklerini orantısız bir şekilde sansürlüyor.
- Gerçek bir şeffaflık raporlaması yapmak konusunda platformlarda eksiklikler var.
LGBTİ+ fobiyi önlemek için öneriler
Raporda, LGBTİ+'ların güvenliğini sağlamak için yapılması gerekenler konusunda osyal medya platformlarına önerilerde de bulunuldu:
- Politikalarınızı güçlendirin: LGBTİ+’ları ve diğerlerini nefret, taciz ve yanlış/hatalı bilgilendirmeden ve LGBTİ+’ların sansürlenmesinden koruyan mevcut politikalarınızı güçlendirin ve uygulayın.
- Moderasyonunuzu geliştirin: Platform moderatörlerinizi LGBTİ+ kullanıcıların ihtiyaçları konusunda eğitin ve tüm dillerde, kültürel bağlamlarda ve bölgelerde moderatörlük yapın.
- Şeffaf olun: İçerik moderasyonu, hizmet şartları politikası uygulaması, algoritma tasarımları ve uygulama raporları konusunda şeffaf olun .
- Veri gizliliğine saygı gösterin: Gizliliği ihlal etmeyi bırakın/veri gizliliğine saygı gösterin. Platformlar, topladıkları ve sakladıkları veri miktarını azaltmalı ve içerik önermek için güçlü algoritmaların kullanımı da dahil olmak üzere, hedefli gözetleme reklamcılığı uygulamasına son vermelidir.
- Medeni söylemi teşvik edin: Kullanıcı davranışına ilişkin beklentileri proaktif olarak iletin (platform nefret ve taciz politikalarına saygı gösterilmesi dahil).
'Sosyal medya, LGBTİ+ nefretine aracılık ediyor'
Raporda GLAAD Başkanı ve CEO'su Sarah Kate Ellis’in değerlendirmeleri de yer aldı.
Büyük sosyal medya platformlarını adım atmaya ve LGBTİ+ nefretini durdurarak mecralarını LGBTİ+ kullanıcıları için güvenli hale getirmeye çağıran Ellis, şunları söyledi:
“Tehlikeli sözler ile LGBTİ+ topluluğuna karşı şiddet içeren davranışlar arasında doğrudan bir bağlantı var. Büyük sosyal medya şirketleri, bu söylemlerin çoğunun bağlantı noktası ve aracı olarak görev yapıyor. Bu şirketlerin, LGBTİ+ kullanıcılarını korumakta nasıl başarısız olduklarını ve platformlarında nefret söylemi, zorbalık ve tacize izin verilmediğini iddia eden politikalarını uygulamakta nasıl başarısız olduklarını tekrar gördük.
“Bu platformlardaki yaygın LGBTİ+ karşıtı içerik, LGBTİ+’lara yönelik kamu anlayışını olumsuz yönde etkileyerek toplumda nefret ve şiddeti körüklüyor. Tüm platformların LGBTİ+ karşıtı nefret söylemine karşı koruma politikaları var ancak etkili bir şekilde uygulanması için GLAAD gibi grupların onları sorumlu tutması gerekiyor.
“Biz, sosyal medya platformlarından uygulamalarını LGBTİ+ kullanıcılar için güvenli hale getirmelerini talep etmeye devam edeceğiz."