Unutulma hakkı var, peki unutulmama hakkı ne olacak?

Unutulma hakkı var, peki unutulmama hakkı ne olacak?

Suya Yazı isimli yazı dizimizin dokuzuncu makalesi, Mezopotamya Ajansı editör ve haber şefi Diren Yurtsever tarafından kaleme alındı.

DİREN YURTSEVER

Türkiye’de ve de aslında dünyada sansür, iktidarların “kamu” ya da “kişi” yararını gerekçe gösterdiği ama özünde kendi çıkarları için başvurduğu bir kontrol yöntemi olagelmiştir. 

Çeşitli yasal düzenlemelerle hayata geçirilen bu sansür, özünde düşünce ve ifade özgürlüğünü ihlal ediyor. Çünkü düşünce özgürlüğü demek, aynı zamanda bilgiye/habere özgürce erişebilmek de demektir ya da bunu da gerektirir. 

Bugün Türkiye’de önce erişim engeli getirerek, sonra içerik kaldırmaya vararak kapsamı genişletilen ve “dezenformasyon yasası” diye adlandırdıkları ancak biz gazetecilerin “sansür yasası” olarak tanımladığımız düzenlemelerle basın üzerindeki sansürün ne kadar derinleştiğini deneyimliyoruz. Bu sansür ne yazık ki sadece erişim engeli getirilerek ya da içeriği kaldırarak “o an” için sınırlı kalmıyor. Uzun vadeli ve toplum yararına olmayan hedefleri de oluyor.  En önemli hedefi de toplumsal hafızayı silmek…

Şöyle ki çalıştığım Mezopotamya Ajansı, haberleri için en çok erişim engeli kararı verilen mecralardan biri. Bununla birlikte -sonuncusu 26 Temmuz olmak üzere- alan adımız da bugüne kadar tam 36 kez erişime engellendi. 

Bu erişim engeli kararları, “kişilik hakları ihlali” ve/veya “milli güvenlik ve kamu düzeninin korunması” gerekçeleri öne sürülerek veriliyor. Burada asıl sorulması gereken soru şu: Kimin yararına kamuoyunu kontrol etme gereği duyuluyor? Burada kamuoyunun yararının gözetilmediğinden kuşku yok. Çünkü erişim engeli ve/veya içerikten kaldırma kararları verilirken haberin doğru olup olmadığı tartışılmıyor, yani buna göre karar verilmiyor. 

Peki bu gerekçelerle erişim engeli getirilen ya da kaldırılan haberler en çok hangileri? Kürt basını olarak ajansımızın en çok yolsuzluk ve ağır hak ihlalleriyle ilgili haberleri engelleniyor. 

Hak ihlalleriyle ilgili haberlerimiz genellikle devlet ve uzantıları tarafından yapılan ihlalleri konu edinirken yolsuzluk haberleri ise en çok bölgedeki kayyımlar tarafından yapılanları konu ediniyor.

Sansürün toplumsal hafıza üzerindeki tehlikelerini tartışmak gerekiyor

Bunun yanı sıra cinsel suçlarla ilgili haberlerimiz de sık sık engelleniyor.

Örneğin, Sakarya Garnizon Komutanının 15 askere cinsel istismarda bulunduğu, bunun üzerine hakkında dava açıldığı, dava kapsamında yargılandığı ve sonuç olarak da tutuklandığına dair haberimiz nedeniyle bizzat emniyete çağrılarak ifade verdim. Ardından da mahkeme kararı ile haberimize erişim engeli getirildi. Oysa bu, kamuya mal olmuş bir dava ve aslında kamusal pozisyonu olması nedeniyle herkesi ilgilendiren bir haber var ortada. 

Buradan da anlaşıldığı üzere aslında bilgi, erişim engeli kararlarıyla toplumdan gizleniyor. Sadece gizlenmiyor, içerik kaldırma kararlarıyla da unutturulmak isteniyor.

İşte burada sansürün toplumsal hafıza üzerindeki tehlikelerini tartışmak gerekiyor. Sansürle gazeteciler ve medya kuruluşları üzerinde bir baskı oluşturup aleyhlerindeki haberlerin yapılmasını ve yayılmasını engellemeye çalışan egemenler, aynı zamanda içerik kaldırma pratiğiyle basın arşivini de ortadan kaldırıyor. Buna da en çok “unutulma hakkı” gerekçe yapılıyor. Unutulma hakkının, gazetecilik amaçları kapsamında işlenen kişisel veriler ve tarihsel amaçlar konusundaki istisnaları yok sayılıyor hem de. 

Yaşanan her olay bir kişinin unutulma hakkına indirgenebilir mi? Tartışmalı bir konu belki ama başka soruları da doğuruyor. Mesela unutulmama hakkı… Örneğin, siyasi cinayetler. Günümüzde devlet-mafya-siyaset üçgeninde gelişen siyasi cinayetlerde sadece bir tetikçinin unutulma hakkı gözetilerek bununla ilgili içeriklerin kaldırılmasının toplumsal hafızayla bağını kurmak gerekiyor. Burada aynı zamanda hedef alınan bir toplumsal hafıza var. Unutulma hakkı kadar insanların nasıl göz göre göre bazen devlet gözetiminde veya devlet eliyle acımasızca yok edildiği gerçeği de var. Bu gerçeğin ve kişilerin de unutulmama hakkı var. Peki bunu kim koruyacak?