MLSA hukuk birimi, AK Parti’nin Meclis’e sunduğu siber güvenlik yasa teklifini değerlendirerek teklifin, dijital hakları ve basın özgürlüğünü ciddi şekilde tehdit ettiğini vurguladı.
10 Ocak 2025’te Meclis’e sunulan yasa teklifi, Cumhurbaşkanı tarafından atanan Siber Güvenlik Başkanı’na olağanüstü yetkiler tanırken, veri sızıntıları hakkında haber yapılmasını suç kapsamına alıyor. MLSA hukuk birimine göre, teklifin gerekçesi siber uzayın korunması olarak belirtilse de asıl hedef gazetecileri sansürlemek ve kamuoyunu bilgiye erişimden mahrum bırakmak.
Yeni Sansür Aracı: Siber Güvenlik Yasası
- Meclis’teki teklif veri güvenliği üzerine çalışan gazetecilere veri sızıntılarını gerçekleştirenlerle aynı cezayı öngörürken, Siber Güvenlik Başkanlığına olağanüstü yetkiler veriyor
AK Parti Meclis Grubu tarafından 10 Ocak’ta Meclis’e sunulan Siber Güvenlik Yasası ile, Cumhurbaşkanı tarafından atanan Siber Güvenlik Başkanı’na hakim ve savcılara ait yetkiler veriliyor. Teklif ayrıca veri sızıntıları hakkında haber yapılmasını suç haline getiriliyor. Teklifin gerekçesinde siber uzayı korumak amacı güdüldüğü iddia edilse de teklifin asıl amacının gazetecilere yönelik sansür olduğu değerlendiriliyor.
Cumhurbaşkanlığının 8 Ocak 2025 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanan kararıyla Cumhurbaşkanlığı bünyesinde bir ‘Siber Güvenlik Başkanlığı’ kuruldu. Başkanı bizzat Cumhurbaşkanının atayacağı kuruma ilişkin kararın yayınlanmasından iki gün sonra 10 Ocak 2025’te AK Parti meclis grubu tarafından Meclis’e ‘Siber Güvenlik Yasa Teklifi’ sunuldu.
Teklif, Siber Güvenlik Başkanına olağanüstü yetkiler tanırken, veri sızıntıları hakkında haber yapmayı da suç haline getiriyor. Teklif, yeni bir sansür yasası olarak nitelendirilirken, Aralık ayında geri çekilen Etki Ajanı Yasa Teklifi ile birlikte medya ve sivil topluma yönelik baskıyı arttıran bir unsur olarak eleştiriliyor.
Siber Güvenlik Başkanı’na hakim-savcı yetkisi
Teklif ile Siber Güvenlik Başkanı gerekli gördüğü yerlerde arama ve el koyma yaptırabilecek. |
Siber Güvenlik Başkanına verilmesi öngörülen yetkiler arasında konut ve iş yerlerinde arama ve elkoyma işlemleri yaptırmak yer alıyor. Kanun’un 8.maddesinin beşinci fıkrasında “…gecikmesinde sakınca görülen hallerde, Başkanın yazılı emri ile ‘konutta, işyerinde ve kamuya açık olmayan kapalı alanlarda arama yapılabilir ve kopya çıkarma ve elkoyma işlemi gerçekleştirilebilir’ ifadesi teklifte yer alıyor.
Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, arama ve elkoyma işlemleri ancak Hakim kararıyla yapılabiliyor. Ancak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet Savcısı veya kolluk amirinin yazılı emriyle de arama yapılması mümkün. Kanun ile savcılara tanınan bir yetki doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından atanan Siber Güvenlik Başkanı’na tanınıyor.
Siber Güvenlik Başkanına ayrıca tüm kurum ve kuruluşlardan bilgi ve belge isteme ve bu kuruluşların bilgisayar sistemlerini denetleme yetkisi veriliyor. Bu kapsamda Siber Güvenlik Başkanı istediği kurum ve kuruluşun verisine erişip bunları depolayabilecek. Başkanın veri taleplerini yerine getirmeyenler için ise üç yıla kadar hapis cezası geliyor.
Veri sızıntısının haberini yapana veriyi çalanla aynı ceza
Teklife göre ‘veri sızıntısı yapılmış gibi bu yönde algı oluşturmak suretiyle kurumları veya şahısları hedef almaya yönelik faaliyet yürütenlere’ beş yıla kadar hapis cezası verilecek. |
Kanun, siber uzaydaki veri sızıntılarına ilişkin haber yapanlara hapis cezası öngörüyor. Teklife göre “Siber uzayda veri sızıntısı olmadığı halde veri sızıntısı yapılmış gibi bu yönde algı oluşturmak suretiyle kurumları veya şahısları hedef almaya yönelik faaliyet yürütenlere iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası” öngörülüyor.
Hukukçular ve gazeteciler, bu hükmün son zamanda çeşitli medya organları tarafından gündeme getirilen veri sızıntılarına ilişkin haberlerin ortadan kaldırılması ve gazetecilerin bu konu hakkında çalışmasını önlemek amacını taşıdığını ifade ediyor.
Aynı teklife göre, veri sızıntılarını gerçekleştirenlere veya bu verileri satanlara veya yayanlara da üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilecek. Ancak hukukçular, veri sızıntıları ile ilgili haber yapan gazeteciyle, veri sızıntısını gerçekleştirenin aynı ağırlıkta cezaya tabii tutulmasının hukuk mantığına aykırı olduğunu ifade ediyor.
Dijital haklar ve ifade özgürlüğü açısından oldukça tehlikeli
Kanun teklifi mevcut haliyle, ifade özgürlüğü başta olmak üzere temel hak ve hürriyetler açısından önemli bir tehdit oluşturmasının yanı sıra, idarenin kanuniliği prensibi başta olmak üzere hukuki öngörülebilirlik ilkesine de aykırı olarak değerlendiriliyor.
Doğrudan veri güvenliği hakkında çalışan gazetecileri hedef alan kanun teklifinin mevcut haliyle kabul edilmesi halinde Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilmesi gerektiği değerlendiriliyor.