‘Sosyal ağ sağlayıcı’ ifadesi Türk mevzuatına girerken, sosyal platform kullanım pratiklerimizi değiştirerek orta ve uzun vadede internetin bir kısmını geri almak mümkün olabilir
Barış Altıntaş
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarının sosyal medya platformlarında daha etkin sansür uygulama isteği üzerine geliştirilen dokuz maddelik yeni bir kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Sosyal ağ şirketlerine ülke topraklarında temsilci bulundurma şartı getiren yasa, bu ağlarda yazılan çizilen “uygunsuz” (yasada tanımlandığı şekliyle “hukuka aykırı”) içeriklerin kaldırılmasını da öngörüyor. Türkiye’de bu yasaya gerek yoktu, ancak yasa kuşkusuz var olan ağır sansürü uygulayıcıları açısından kolaylaştırıyor.
Sosyal medya platformları bulundukları tüm ülkelerde pazarlarını kaybetmemek adına hükümetlerle kullanıcıların kişisel verileri pahasına uzlaşırken, sosyal medya ağlarına dönük düzenleme kendine saygısı olan tüm kullanıcıların “gayri merkezi interneti” destekleyen pratiklere yönelmesini zaruri kılıyor. İnternette, iktidarı kullanıcılara yeniden dağıtmak, sansüre karşı direniş göstermek ve hizmet alınan yapıların sahiplik yapısının “kolektif” olmasını sağlamak olarak tanımlayabileceğimiz “gayri merkezi internet” fikri, Türkiye’de sosyal medya ve diğer hizmetlere yönelik düzenlemeler olsun olmasın, halihazırda internette kullandığımız bütün servislerin (örneğin Google, Amazon, Facebook Inc. ve ekürileri) bizi hapsettiği ekosistemden kurtulmamız için son yıllarda üzerinde düşünülen bir cevap.
Bu görüşe göre dünyanın birçok yerinde farklı bilgisayarlarda çalışan bitcoin gibi kripto para birimleri veya buna benzer bir yapıda işleyen blockchain adı verilen veri depoları sağlam ve güvenli altyapı için merkezi bir otoriteye gerek olmadığını açıkça ispatlıyor. İnterneti icat eden adam dahi sıkıştığımız merkezi yapılardan oldukça rahatsız ve gayri merkezi pratiklerin yollarını arıyor.
Göç zamanı
Gayri merkezi internet yapıları emekleme çağında ve bu tür pratiklere geçiş elbette bir app yükleyip hayata devam etmek kolaylığında değil. Ancak ülkemizde sosyal medya platformlarına getirilen yasaklar da göz önünde bulundurulunca, sayıları gittikçe artan gayri merkezi ağ yapılarından biri olan Mastodon’a göç etmek bu yönde atılabilecek bir ilk adım olabilir.
2016 yılında kurulmuş olan Mastodon, ilk bakışta Twitter’ı andırıyor. Kullanıcılar, “tweet” yerine “toot” adı verilen ve 500 karakter yazma imkanı veren mesajlar paylaşabiliyor. (Gayri-merkezi internet projelerinin çoğu, Big Tech’in ürettiği ürün ve hizmetlerin alternatifi olarak şekilleniyor). Mastodon sunucularında diğer kullanıcıları takip etmek ve özel mesajlar atmak da mümkün. Ancak popüler olarak kullanılan platformlardan farklı olarak, Mastodon bir şirketin sağladığı tekil bir site değil. Açık kaynak ActivityPub protokolü üzerine kurulmuş bir yazılım platformu, yani kendinize ait bir sosyal medya sitesi barındırmanın bir yöntemi.
Yalnız cenette de sıkıntı yaşanabilir
Birbirinden bağımsız bu Mastodon sunucularına “instance” adı veriliyor. Ancak Mastodon, “Federal bir evren” olarak tanımlayabileceğimiz Fediverse yapılanmasıyla farklı instance’lardaki kullanıcıların birbiriyle etkileşime girmesine olanak sağlıyor. Bunun temel amacı Mastodon kullanıcılarının kendilerini büyük bir topluluğun parçası gibi hissetmesi. Ancak bu ilişkilenme olanağı, Mastodon’un kuruluş amacı olan ırkçı, homofobik ve nefret söylemine yer vermeme ilkesini tehdit ediyor. “Nefret söylemi olmayan Twitter” tanımı Mastodon’un en güçlü avantajlarından biriydi, ancak 2019 yılında aşırı sağcı Gab sosyal ağı Mastodon’a göç ettiğinde, bu fayda büyük oranda ortadan kalktı. Çünkü Gab her ne kadar Mastodon’un kuruluş amacına aykırı ise de, Mastodon’un sahibi olmadığı için, içerik çıkarmak veya toot’ları “ülke bazlı engellemek” mümkün olamıyor. Ancak bunun bir sınırı var: bir instance’taki yöneticiler başka bir sunucudaki kullanıcıları veya tümüyle o sunucuyu engelleme yetkisine sahip. Bu sayede, o sunucudaki mesajlaşma ve yazışmalar diğerleri tarafından görülemiyor. Gab, büyük bir şekilde bu yolla izole edilmiş oluyor, bu nedenle bir Mastodon sunucusuna üye olursanız, büyük olasılıkla bu tür grupların toot’larıyla karşılaşmayacaksınız.
Bugün Mastodon kullanıcılarının oluşturduğu binlerce site bulunuyor. Bunların bazıları genel içeriğe yönelikken bazıları da (örneğin seks işçileri instance’ı Switter.at gibi) spesifik konular üzerinden kurulmuş. Bu sayede Mastodon Facebook veya Twitter gibi ağlarda yasaklanacak birçok topluluğa ev sahipliği yapabiliyor.
Türkiyeli kullanıcı için anlamı
Federal yapıda ağların birleşiminin en önemli avantajı, özellikle bizim ülkemizdeki kullanıcıların durumunda, elbette iktidardan gelen sansürden kurtulmak. Merkezi bir yapı olmadığı için örneğin, “bana temsilci ata ve verileri buraya getir” diyebileceğiniz ve tüm veriyi tek bir noktada tutan bir muhatap bulamıyorsunuz. Mastodon’un parçası olan herhangi bir instance’ın barındırıldığı bir ülkede sizin hükümetinizin “suç” dediği eylem suç sayılmıyorsa, yapacak fazla bir şey kalmıyor.
Federe yapısı sayesinde diğer ağlar gibi “kapatma” şansı bulunmuyor. Mastodon sunucuları -- Gab örneğinde olduğu gibi -- izole edilebilir, ama teknik anlamda erişime engellenemez veya “kapatılamazlar.”. Twitter’a kıyasla sansür karşıtı avantajlarının yanı sıra reklamsız olması, karakter sınırının daha uzun olması gibi faydaları da var.
Sonraki adım
Bir sonraki adım hemen Big Tech firmalarına ait hesaplarınızı kapatıp gayri merkezi internete yönelmek değil elbette. Ancak ilk etapta https://joinmastodon.org/ adresinden Mastodon’da başka kişiler tarafından oluşturulmuş ve kafanıza uyan bir sunucuya katılmayı düşünebilirsiniz. Eğer, ortaklaşa yaşadığınız, çalıştığınız veya sadece birlikte olmaktan keyif aldığınız insanlar varsa, “benim server’ım benim kurallarım” mantığıyla kendi instance’ınızı da kurabilirsiniz. Örneğin, Türkiye’de gazeteciler, sivil toplum çalışanları ve internet aktivistleri, kendi bağımsız sosyal medya ağlarına taşınabilir. Mastodon açık kaynak olduğu için herkesin kendi sosyal medya sitesini kurma imkanı var.