SPK’nın, ceza verdiği yatırımcılarla ilgili bilgiler paylaştığı bülteni kaynak gösterilerek yapılan haberler “kaynağı belirsiz olduğu” ve “doğruluğu konusunda tereddüt barındırdığı” gerekçesiyle erişime engelledi. Üstelik karar, SPK’nın ceza verdiği şahıs ve şirketlerin talebi üzerine alındı. Uzmanlar, bu kararın yatırımcıları mağdur ettiğini söyledi.
ANIL TUNCER
Kasım 2020’de 1 milyon 800 bin seviyesinde olan Borsa İstanbul’daki yatırımcı sayısı, Merkezi Kayıt Kuruluşu’nun son olarak 17 Kasım’da açıkladığı verilere göre 8 milyon 200 bini aştı. Sayının, yatırımcıların enflasyona karşı varlıklarını koruma kaygısıyla birlikte son bir senede neredeyse üç katına çıkması piyasaları da manipülasyona açık bir hale getirdi.
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) da bu manipülasyonu önlemek amacıyla her hafta bültenler yayımlıyor ve bunlar yatırımcılar için bir rehber, ekonomi gazetecileri için de önemli bir haber kaynağı görevi görüyor.
Ancak SPK’nın halka arzlar, devir işlemleri, faaliyet analizleri ve suç duyurusu ile idari yaptırımlar gibi piyasaya dair kapsamlı bilgiler içeren 2 Kasım tarihli bülteniyle ilgili haberler, ilgili bültende SPK’dan ceza aldığı belirtilen Yusuf Şenel, Naturel Yenilenebilir Enj. Tic. A.Ş. Ve Esenboğa Elk. Üretim A.Ş.’nin talebiyle erişime engellendi.
İlgili haberlerde kaynağın SPK'nın yayımladığı bülten olduğu belirtilmesine rağmen Rize Sulh Ceza Hakimliği, 9 Kasım tarihli kararında haberlerin kaynağının belirsiz olduğunu ve doğruluğu konusunda tereddüt barındırdığını ifade etti. SPK, cezanın “halka arz gelirlerini izahname dışında kullandıkları” gerekçesiyle verildiğini belirtmesine rağmen hakimlik, kararında “cezanın dayanağı ve başvurucuların cezayı gerektiren davranışının neler olduğu açıkça belirtilmedi” ifadesine de yer verdi.
Gazeteci Özdemir: SPK kararının üstünün örtülmesi hedefleniyor
Karar kapsamında konuyla ilgili bir haberi engellenen ParaMedya.com’un genel yayın yönetmeni Remzi Özdemir, ekonomi gazetecilerinin SPK bültenlerini düzenli olarak haberleştirdiğini ve bunun bir kamu görevi olduğunu belirtti.
SPK’nın manipülasyonla mücadele etme göreviyle birlikte bu tarz yasaklara da karşı koyması gerektiğini söyleyen Özdemir, ’’Burada konu sadece bir haber ya da siteye erişim engellemesi değil. Aynı zamanda SPK kararlarının da üstünün örtülmesi isteniyor.’’ dedi.
Şirketlerin, yatırımcılardan özür dileyip gerekli ‘düzeltme’ çalışmalarına başlamak yerine olayı örtbas etmeyi seçtiğini söyleyen Özdemir, karara itiraz ettiklerini kaydetti.
‘Erişim engeli kararlarıyla yatırımcı mağdur oluyor’
“Usulsüz işlemler yapan patronlara verilen cezalarla ilgili haberlere daha önce de erişim engellenmişti” diyen Özdemir, şöyle devam etti:
"Devletin en kritik kurumlarından biri olan SPK’nın bu yaptırımları, bazı kötü niyetli patronlar tarafından alınan erişim engeli kararlarıyla karartılıyor. Bu sebeple yatırımcı da bundan haberdar olamadığı için bu şirketlerin hisselerini alıp mağdur oluyor. Biz yatırımcıya ‘SPK bu şirkete ceza vermiş’ diyoruz. Belki de insanlar haberleri gördüğünde bu şirketlere yatırım yapmayacak ve zarar etmeyecek. Bu nedenle halka arzlarla ilgili genel bir sorun ortaya çıkıyor. Bu SPK’nın da bir sorunu. Onların da buna müdahil olması gerekiyor.”
Eski SPK denetçisi Yüksel: Yatırımcılar bu bültenlerden analiz yapıyor
1988-1992 yılları arasında SPK’da ‘Uzman Denetçi’ olarak çalışan Metin Yüksel, kurumda çalıştığı dönemde hazırlanmaya başlanan haftalık bültenlerin yatırımcı açısından önemli olduğu belirterek şunları söyledi:
“Bülten yayımlama kararı, ‘piyasada bilgi sahip olma önceliğinin kimseye geçmemesi’ düşüncesiyle ortaya çıkmıştı. İnternetle birlikte bu bültenler çok önemli hale geldi. Yatırımcı buralara bakıyor. Buradan piyasa analizleri çıkarılıyor.”
‘Yasaklama doğrudan SPK’nın kararına yönelik’
Borsa için ‘Karıncalar’ ekibiyle SPK kararlarına ve tablolara bakıp analizler geliştirdiklerini söyleyen Yüksel, bu kararlarla kendileri gibi uzmanların bilgilendirme yapmasının da önüne geçildiğini belirtti:
“Yatırımcı, kendine sunulana inanarak yatırım yapıp zarar edebilir. Erişim engeli kararı kötü kullanılan bir yapıya dönüştürüldü. ‘Biz zaten erişim engeli aldırma gücüne sahibiz, siz ne yazarsanız yazın’ gibi bir hava da var. Son yasaklama kararları da doğrudan SPK’nın kararına yönelik. Bu nasıl bir keyfiyettir çözebilmiş değilim. Madem öyle SPK kararına da erişim engeli getirmek gerekmez mi?"
‘Karar emsal teşkil ederse ne olacak?’
“Mağduriyetleri önlemek için bu erişim engeli kararı daha fazla konuşulmalı. Bu karar, diğer SPK kararları için de emsal teşkil ederse ne olacak? Böyle giderse ‘Korunma zırhına sahibim, dilediğimi yaparım’ anlayışının da kurumsallaştığı bir yapıya gelmiş oluruz.”