TBMM'de Genel Kurul'unda bu hafta 'Siber Güvenlik Kanunu Teklifi'nin görüşmelerine başlanacak.
Teklife göre; Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Adalet Bakanı, Dışişleri Bakanı, İçişleri Bakanı, Milli Savunma Bakanı, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri, Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı, Savunma Sanayii Başkanı ile Siber Güvenlik Başkanı'nın yer alacağı Siber Güvenlik Kurulu oluşturulacak. Siber güvenliğin sağlanmasına yönelik çalışmalarda öncelikle yerli ve milli ürünler tercih edilecek. Belirtilen yetkiler çerçevesinde elde edilecek kişisel veriler ve ticari sırlar, bu verilere erişilmesini gerektiren sebeplerin ortadan kalkması halinde resen silinecek, yok edilecek veya anonim hale getirilecek. Türkiye Cumhuriyeti'nin siber uzaydaki milli gücünü meydana getiren unsurlarına yönelik siber saldırı gerçekleştiren veya bu saldırı neticesinde elde ettiği her türlü veriyi siber uzayda bulunduranlara 8 yıldan 12 yıla kadar hapis cezası verilecek. Yetkili mercilerin ve denetim görevlilerinin istedikleri bilgi, belge, yazılım, veri ve donanımı vermeyenler veya bunların alınmasına engel olanlar 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 500 günden 1500 güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak.
Konuyl ailgili olarak Cumhuriyet gazetesinde bir yazı yazan Cumhuriyet gazetesinde bir yazı yazan CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, AKP'nin Meclis'e getirdiği Siber Güvenlik Kanunu’nun basın ve ifade özgürlüğünü daha da kısıtlayacağını söyledi. Gazetecilerin, siyasetçilerin, akademisyenlerin ve hak savunucularının hukuksuz soruşturma ve tutuklamalarla baskı altında tutulduğunu hatırlatan Çakırözer, yeni yasa tasarısının kişisel mahremiyeti ve basın özgürlüğünü tehdit ettiğini vurguladı.
Çakırözer, yasa teklifine yönelik en büyük eleştirilerden birinin, henüz Meclis’ten geçmeden 8 Ocak 2025 tarihli Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle Siber Güvenlik Başkanlığı’nın kurulması olduğunu söyledi. "Bu, Meclis’in iradesini yok saymak anlamına geliyor" dedi.
Gazetecilere yeni bir sansür mekanizması
Çakırözer, AKP’nin 2022’deki sansür yasasında olduğu gibi bu düzenlemeyle de gazetecileri hedef aldığını belirtti. Teklifin 16’ncı maddesiyle, "veri sızıntısı olmadığı halde veri sızıntısı yapılmış gibi içerik oluşturma" suçunun tanımlandığını kaydeden Çakırözer, "Bu düzenleme ile gazeteciler susturulmak isteniyor. ‘Siber tehdit, siber olay, veri sızıntısı’ gibi muğlak ifadelerle gazetecilerin herhangi bir iddiayı araştırması engelleniyor, sosyal medya kullanıcılarına gözdağı veriliyor" diye konuştu.
Keyfi arama ve el koyma yetkisi
Yasa teklifinin en tartışmalı maddelerinden birinin, Siber Güvenlik Başkanlığı’na geniş yetkiler tanıyan 8. madde olduğunu söyleyen Çakırözer, "Bu madde ile hakim onayı olmadan kişilerin evlerinde, iş yerlerinde arama yapılabilecek, dijital verilere el konulabilecek. Bu, milyonlarca insanın mahremiyetini ortadan kaldıracak bir düzenlemedir" dedi.
İfade özgürlüğü için kritik süreç
Çakırözer, yasa teklifinin geri çekilmesi için çağrıda bulunarak, "Önümüzdeki günlerde Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek bu teklif, Türkiye’de ifade özgürlüğünü daha da kısıtlayacak. Bu yasa, gazeteciler ve vatandaşlar için büyük bir tehdit oluşturuyor" ifadelerini kullandı.