Twitter, hükümetlerden gelen içerik kaldırma taleplerine dair verileri açıkladı. Rapora göre Türkiye, onaylı hesaba sahip gazeteci ve haber kaynakları hakkında en çok içerik kaldırma talebinde bulunan ikinci ülke. Tweetleri sansürlenen gazeteciler Ahmet Şık, Erk Acarer ve Amed Dicle, bu durumun kendilerini şaşırtmadığını, mevcut düzende normal olduğunu söyledi.
ALİ SAFA KORKUT
Google ve Facebook’un ardından Twitter da 2021 yılının ilk yarısına ait içerik kaldırma talepleri hakkındaki verilerini yayımladı. Google ve Facebook raporlarında olduğu gibi Twitter’ın kaldırma talepleriyle ilgili raporunda da Türkiye’de sansür ikliminin her geçen gün etkisini artırdığına dair veriler yer aldı.
Türkiye, resmi makamlar tarafından en çok hukuki “içerik kaldırma” talebinde bulunan ülkeler arasında dördüncü sırada yer alıyor. Twitter’ın paylaştığı verilere göre 2021’de 6.825 hesap hakkında 5.454 ayrı içerik kaldırma talebinde bulunuldu. Bu taleplerin 634’ünü mahkeme kararları, 4.820’sini ise diğer hukuki talepler oluşturdu.
Taleplerin fazlalığına ek olarak Türkiye, bu talepleri kabul gören, yani en çok içerik kaldırtan ülkeler arasında da yine dördüncü sırada konumlandı. Raporda, mahkeme kararları ve hukuki talepler neticesinde geçtiğimiz yıl 203 tweet, 27 de hesabın erişime engellendiği belirtildi.
Ancak rapordaki en çarpıcı veri ise “Onaylanmış gazeteciler ve haber kaynakları” başlığında yer aldı. Zira burada, hesabı Twitter tarafından onaylanan gazeteciler ve haber kaynakları hakkında mahkeme kararları ve diğer hukuki talepler yoluyla en çok erişim engelleme talebinde bulunan ülkeler sıralandı ve Türkiye, Hindistan’ın ardından ikinci sırada yer aldı. Onaylı bir Twitter hesabına sahip gazeteciler ve haber kaynaklarının hesap/tweetlerine erişimin engellenmesi için Türkiye resmi makamlarından Twitter’a 59 ayrı talepte bulunuldu.
Erk Acarer: Gazetecileri baskı altına almak istemeleri onlar açısından anlaşılır bir durum
Twitter, hangi gazeteciler ve haber kaynakları için kaldırma talebinde bulunulduğunu paylaşmadı ancak kısa bir internet taramasıyla bunların çeşitli hükümet yetkilisi ve iş insanlarının karıştığı hukuksuzlukları paylaşan gazeteciler ve haber kaynaklarının tweetleri olduğu görülebiliyor. 2021’de hakkında içerik kaldırma talebinde bulunulan ve tweetleri erişime engellenen gazetecilerden biri Erk Acarer. Acarer’in ekteki dört tweetine erişim mahkeme kararıyla engellendi. Konu hakkında konuşan Acarer, “İktidar, bir kez olsun internette yer alan bir şeyin bir daha hiçbir zaman kaybolmadığını bilmiyor sanırım” dedi.
İnsanların 12 Eylül 1980 sonrası onca baskı, kapatılan gazete ve genelkurmay kararlarına rağmen bile haberleşme imkânları bulduğunu ve kimlerin işkenceci, kimlerin de işkenceye uğradığını birbirleriye paylaşabildiğini belirten Acarer, “Teknoloji sayesinde bugün geldiğimiz noktada ise oturduğumuz yerden tek bir haberle dünyanın en uzak noktasındaki kişilere ulaşabiliyoruz. O nedenle bunu bellirli mecralar üzerinden engellemeye çalışacaklardır. Bu, faşist iktidarlara yakışan bir durumdur ama ben sonuç itibariyle hem dünya hem de teknoloji ekseninde sansürün amacına ulaşmasının mümkün olabileceğini düşünmüyorum” dedi.
İktidarın, günümüzde sosyal medya aracılığıyla dünyanın en uzak noktasındaki insana dahi ulaşılabilmesi ve milyonlarca insanın haberle buluşturulabilmesinden korktuğunu söyleyen Acarer, “Bu nedenle korkmaları çok doğal ve faşist iktidarlara yakışan bir biçimde bunu baskı altına almak istemeleri de onlar açısından çok anlaşılır görünüyor” diye konuştu.
Ahmet Şık: Örtbas etmeye çalıştıkları, suçlarını ifşa eden paylaşımlardır
2021 yılında mahkeme kararıyla bazı tweetlerine erişim engeli getirilenlerden biri de gazeteci ve Türkiye İşçi Partisi milletvekili Ahmet Şık.
Sadece geçen yıl beş tweeti engellenen Şık, sansürün kesinlikle doğru bir uygulama olmadığını ancak Türkiye’nin mevcut düzeni içerisinde bunu normal karşıladığını söyledi. İktidarın hukuk ve kanunla en ufak bir bağının olmadığını söyleyen Şık, şöyle devam etti:
“Örtbas etmeye çalıştıkları paylaşımlar, tamamen suçlarının ifşasına yönelik ya da mevcut iktidarın ne olduğunu anlatan paylaşımlar. Memlekette medya kontrolünü ellerinde tutarak zaten bunların görünmesini engelliyorlar. Tetikçi haline getirdikleri yargı eliyle de dijital ortamlardan engelleme yoluna gidiyorlar. Tamamen örtbas etmeye yönelik hamleler. Mafya rejimlerinin olduğu her yerde bu tür şeyler olur. Dijital platformlarda herhangi bir şeyi engelleyebilmek mümkün değil. Bilişim sektörüne birazcık hakim olan her kullanıcı, bunları paylaşmanın yolunu bulur ve buluyor da, çünkü engellenmiş hesap, tweet vs. bir şekilde yine önümüze düşüyor”
Burada eleştirilecek bir diğer noktanın da Twitter’ın bu yaptırımlara uyması olduğunu belirten Şık, “Ara ara Twitter’da belirli tweetlere erişimin engellendiğini görüyorum. X kişisinin yolsuzluğunu belgeleyen tweetler neden kaldırılır, neden silinir anlam veremiyorum” diye konuştu. Şık, bu durumun Twitter gibi kendini bir “ifade özgürlüğü platformu” olarak sunan yapıların aslında göstermelik bir demokrasi havariliğine soyunduklarını ve esas amaçlarının sermayenin çıkarı olduğunu gösterdiğini söyledi. Türkiye mahkemelerinden çıkmış herhangi bir kararı hukuki metin olarak yorumlamanın çok abes olduğunu söyleyen Şık, Twitter’ın, bu sansür kararlarını uygulamak karşısında yaptığı “Mahkeme kararına uyduk” savunmasının da kabul edilebilir olmadığını söyledi.
Amed Dicle: Her hafta, tweetlerim mahkeme kararıyla engelleniyor
Amed Dicle, Türkiye’de tweetleri en çok erişime engellenen gazetecilerden biri. Dicle, daha önce defalarca kez erişim engeline maruz kaldı, hatta direkt kullanıcı adı engellenerek hesabına Türkiye’den erişimin engellendiği dahi oldu.
Gazeteciler ve haber kaynaklarına yönelik bu sansür uygulamalarını değerlendiren Dicle, “Bu veri, beni şaşırtmadı. Kimi zaman mahkeme kararlarıyla kimi zaman da troll ekipleri tarafından spam olarak bildirerek hükümet ve ona yakın insanlar hükümet hakkındaki görünmesini istemedikleri tweetlere erişimi engelletiyorlar.” dedi.
2010’dan beri Twitter kullandığını ve bu süreçte onlarca kez erişime engellendiğini belirten Dicle, “Hatta öyle ki yaklaşık beş sene önce, mahkeme kararıyla direkt olarak Twitter hesabıma Türkiye’den erişim engellendi. Yani attığım hiçbir tweet Türkiye konumunda görünmüyordu. Ardından o hesabımı kapatıp şu an kullandığım hesabı açtım ama bu hesaptan da engellenmeye devam ediyorum. Her hafta, mahkeme kararıyla bazı tweetlerime erişimin engellendiğine dair mail alıyorum” diye konuştu.
Dicle, “Bu, hükümetin çaresizliğini gösteriyor. Kirlilikleri öyle ayyuka çıkmış ki kendi koydukları kanunlarlarla bile bunların deşifre olmasının önüne geçemiyorlar” ifadelerini kullandı.