"Yargı çevresinde erişim engeli kararlarının nasıl alındığı biliniyor"

"Yargı çevresinde erişim engeli kararlarının nasıl alındığı biliniyor"

Bu makale, yayımlanmaya bugün başlayan "Suya Yazı" isimli yazı dizimiz kapsamında yayımlanıyor. Dizinin ilk makalesinde BirGün Gazetesi'nden gazeteci İsmail Arı, sansürlenen haberlerini ve bu atmosferde gazetecilik yapmayı anlatıyor.

İSMAİL ARI

Erdoğan dönemi, sadece lüks ve şatafatla değil “hafıza silme operasyonu” diye adlandırılan erişim engeli ve içerikten çıkarma kararlarıyla da hafızalara kazındı. Erişim engelleri, cezalar, davalar, soruşturmalar gibi tepemizde sallanan sopanın altında haber yapmaya çalışıyoruz. Bunu yaparken de haberimizi “yok edilemesin” diye gayret ediyoruz ama ne fayda!

Haberi en fazla engellenen gazeteciler sıralaması yapılsa sanırım ilk 10’da olurum, hatta ilk 5’i bile zorlayabilirim. Erişim engeli kararlarının büyük kısmının rüşvet veya siyasi iktidar desteği ile alındığına dair iddialar ayyuka çıkmış durumda. Benim yok edilen haberlerimin büyük kısmı da Cumhur İttifakı’nda yer alan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) ve Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) mensuplarıyla ilgili. Küçük bir kısmı da yine bu ittifakın çevresinde duran iş insanlarıyla alakalı.

AKP’li vekil, ABD’de Filistinli öğrencilere şiddet uygulandığı haberini dahi engelletti

Bu “rezalete” dair birkaç örnek vermek gerekirse… Uzun yıllardır kayyum yönetiminde olan Türk Hava Kurumu’nu (THK) takip ediyor, gelişmeleri haberleştiriyorum. THK’nin İstanbul’daki en değerli gayrimenkulü, İstanbul merkezli bir şirketin elinde. Bu şirketin sahibi de bazı haberleri, yayımlandıktan tam üç yıl sonra erişime engelletti. Şirketin sahibi, 14 Temmuz 2021’de yayımlanan “Kayyumdan kelepir otel” başlıklı haber ile 25 Ağustos 2022 tarihinde yayımlanan “THK'nin oteline çökme planı!” başlıklı haberin erişime engellenmesi için 2024’ün Şubat ayında Siverek Sulh Ceza Hakimliğine başvurdu. Başvuru da beklendiği gibi sonuçlandı ve her iki haber için de 15 Şubat’ta erişim engeli ve içerikten çıkarma kararı verildi.

Buradaki ayrıntıya dikkat… İstanbul’daki holdingin patronu, haberleri Şanlıurfa’nın Siverek ilçesindeki hakimlikten engelletti.

Dahası da var… İç Anadolu’daki bir kentin vali yardımcısı, hakkındaki haberleri Sakarya’dan engelletiyor. Hatta mahkemeye “ben yargılanmıyorum ama yargılandığım yönünde yalan haber yapıyorlar” diye başvuruyor…

Hakim ise “hay hay” diyor ve vali yardımcısının istediği tüm haberleri erişime engelliyor. Burada da şu kısım çok ilginç: Yargılanmadığını iddia eden vali yardımcısı, aslında yargılanıyor. Yani “koskoca” vali yardımcısının “koskoca” hakimi göz göre göre kandırdığı şeklinde bir tablo çıkıyor ortaya

O kadar çok örnek var ki… Bir eski AKP milletvekili, Küçükçekmece 1. Sulh Ceza Hakimliğine başvurarak kendisiyle ilgili 306 haber ve içeriğin erişime engellenmesini talep etti. Mahkeme, bu talebi aynı gün kabul etti. Hakimin 306 içeriği bir gün içerisinde nasıl inceleyip erişim engeli kararı verdiği bilinmiyor. Ancak eski milletvekilinin kendisiyle alakası olmayan, ABD’de Filistin yanlısı öğrencilere uygulanan polis şiddeti hakkındaki haberin de bu kararla engellendiğini belirtmekte yarar var.

Ayrıca yine aynı eski vekilin sahtecilik suçundan aldığı hapis cezasıyla ilgili haberi dahi erişime engellendi. Peki bir gazeteci, kamuya mâl olmuş bir kişinin aldığı cezayı dahi haber yapamayacaksa neyi haber yapacak?

Kendi paylaşımları için dahi erişim engeli kararı aldırdı

Bitmiyor… Bir MHP milletvekilinin Sırbistan vatandaşı olduğuyla ilgili haber ve sosyal medya paylaşımları, 19 Şubat ve 13 Mart tarihli iki kararla erişime engellendi. Söz konusu milletvekilinin talebi üzerine verilen kararla toplam 315 haber içeriğine erişim engeli getirildi.

Erişime engellenen ve silinmesine karar verilen sosyal medya paylaşımları arasında MHP milletvekilinin kendi paylaşımları da yer alıyor. Şaka değil, kendi paylaşımlarını silmek yerine kaldırılması için erişim engeli kararı aldırttı.

Yok edilen haberimizi kendimiz bile bulamıyoruz

Bu tür kararlar saymakla bitmez ama asıl soru şu, bunu neden yapıyorlar? Aslında engellettikleri haberler tamamen doğru. Hatta çoğu zaman belgeleri dahi haberde yer alıyor. Hâl böyle olunca muhabire veya haberin yayımlandığı gazeteye, mecraya dava açamıyorlar. Ancak çok daha kolay bir yol var… O da ceza davasıyla ve benzeri yaptırımlarla uğraşmadan, direkt olarak haberi yok etmek. Habere konu kişiler, bazen haber yayımlandıktan saatler, bazen birkaç hafta, bazen de 20 yıl sonra erişim engeli kararları aldırabiliyor.

Böylece bir hafıza silme operasyonu yapıyorlar. Ülkenin hâli, gündemi malum… Her gün ortalama altı, yedi siyasi tartışma ve en az 10 skandal patlak veriyor. Günlerce konuşulan skandallar dahi bir süre sonra unutuluyor. Erişim engeli ve içerikten çıkarma kararları ile aslında sicillerini temizliyorlar. Hatta iktidara yakın bir isim, önce haberime erişim engeli getirtti sonra da o haber üzerinden ceza davası açtırmak istedi. Ancak haber yok edildiği için savcı habere ulaşamadı ve bu durumu “Habere ulaşılamadı” diye de kayıtlara geçirdi.

Bu meselenin biz gazeteciler için en acı tarafı ise suya yazı yazıyor oluşumuz. Bir süre sonra yok edilen haberimizi biz dahi bulamıyoruz.

Erişim engeli kararlarının büyük kısmı yine bugün “muhalif” diye tarif edilen, gerçekten habercilik yapan haber siteleri, gazeteler ve gazetecilere yönelik oluyor. İktidar yanlısı bir isim ne yazarsa yazsın kolay kolay erişim engeli kararı verilmiyor. Bu durum yargıdaki çürümeyi de gösteriyor aslında.

İstanbul’daki bir iş insanın Şanlıurfa’dan, bir İç Anadolu kentindeki bürokratın Sakarya’dan erişim engeli kararı aldırdığını ifade ettim. Bunun tekrar altını çiziyorum çünkü yargı çevresinde bu işlerin nasıl halledildiği, bu kararların nasıl alındığını biliniyor. Erişim engeli, kararı aldırma piyasasının oluştuğu ifade ediliyor.

Ancak ne olursa olsun, hangi kararları ne yollarla, hangi mahkemeden alırlarsa alsınlar biz gazeteciler mutlaka farklı bir yol buluruz. Örneğin bu yazıda verdiğim örneklerde hiçbir isme bilerek yer vermedim.

Yani olayları anlattım ama “başrol” oyuncularının ismi ifade etmedim. Bunu, bu yazıyı da erişime engelletemesinler diye yaptım. Ancak verdiğim örneklerdeki “başrol oyuncularının” kim olduğunu küçük bir internet araştırmasıyla bulabilirsiniz.

Haberlerimizi korumak için yeni yollar bulmak zorunda kalıyor oluşumuz memleketimiz adına büyük bir utanç… Umarım bu utanca imza atanlar da bir gün hesap verirler…